3000 TL VE ÜZERİ KARGO ÜCRETSİZ
ÇOK AL AZ ÖDE FIRSATLARI İÇİN KAMPANYA VE FIRSATLAR KATEGORSİNİ TIKLAYIN!
KAMPANYA VE FIRSATLAR: AVANTAJLI FİYATLAR, KAÇIRILMAYACAK FIRSATLAR
TÜM ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞLARINDA KASIM20 KODU İLE %20 İNDİRİM FIRSATI!
Sürdürülebilirlik, basitçe “doğaya borç bırakmadan üretmek” demektir. Zeytinyağı üretiminde bu kavram:
● Toprak verimliliğini korumayı,
● Zeytin ağaçlarının yaşam döngüsüne zarar vermemeyi,
● Enerji tüketimini azaltarak doğal kaynakları israf etmeden üretmeyi ifade eder.
Gerçek sürdürülebilir üretim, her damla zeytinyağının arkasında çevreye ve insana duyulan saygıyı temsil eder.
Zeytin Ağacı: Doğanın Karbon Tutucu Kahramanı
Zeytin ağaçları sadece yağ üretmez; aynı zamanda karbon tutma kapasitesi yüksek bitkilerdendir. Yetiştikçe doğadaki sera gazı salınımını azaltmaya yardımcı olurlar. Bir dönüm zeytinlik, yılda yaklaşık 7 ton karbondioksit emer. Bu da zeytin ağacını, hem üretim hem ekosistem açısından iklim dostu bir bitki haline getirir.
Üretim Sürecinde Karbon Ayak İzi
Zeytinyağı üretiminde sera gazı etkisinin en fazla olduğu aşamalar:
● Zeytinlerin taşınması,
● İşleme sırasında enerji kullanımı,
● Rafine yağ üretiminde uygulanan yüksek ısı ve kimyasal işlemlerdir.
Oysa soğuk sıkım naturel sızma zeytinyağı, düşük enerjiyle üretilir ve kimyasal işlem görmez. Bu da karbon ayak izini azaltan bir üretim biçimi anlamına gelir.
Kısacası, doğal yöntemlerle üretilen zeytinyağı; çevre dostu, sürdürülebilir ve doğallığını koruyan bir tercihtir.
Gerçek Zeytinyağı, Doğaya Saygıyla Başlar
Sürdürülebilir üretim anlayışı, hem toprağa hem insana hem de geleceğe hizmet eder. Her damla zeytinyağı, doğanın emeğiyle birleşir ve sofralarımıza gelir.
Gerçek lezzet, sadece tadında değil; üretildiği toprağa gösterilen saygıdadır.
Nermin Hanım Zeytinliği: Her Damlasında Doğaya Saygı
Nermin Hanım Zeytinliği’nde üretimin her aşaması doğayla uyum içindedir. Doğaya zarar vermeden, güneş ışığından kazanım sağlayarak,enerji tasarrufuna ve toprak dengesine önem verilerek üretilen erken hasat soğuk sıkım zeytinyağlarımız, sadece sofralarınıza değil; geleceğe de değer katar.
850 yıllık bir zeytin ağacının köklerinden gelen bu hikâye, doğanın bereketine bir selam. Benzer zeytinlik hikâyeleri için Nermin Hanım Zeytinliği’ni takip etmeyi unutmayalım.
Zeytin denince akla Ege gelir, Akdeniz gelir, güneş gelir, bereket gelir. Ama çoğumuzun sofrada her gün gördüğü bu küçük meyvenin aslında ne kadar uzun bir yolculuktan geçtiğini pek düşünmeyiz.
Zeytinyağı, doğanın en sade ama en hassas armağanlarından biridir. Bir zeytin tanesinden sofraya gelene kadar geçtiği süreçte, güneşin sıcaklığını da toprağın bereketini, emeğin sabrını da içinde taşır. Ama tıpkı her doğal ürün gibi, ona nasıl davrandığınız da ömrünü belirler.