3000 TL VE ÜZERİ KARGO ÜCRETSİZ
ÇOK AL AZ ÖDE FIRSATLARI İÇİN KAMPANYA VE FIRSATLAR KATEGORİSİNE TIKLAYIN!
KAMPANYA VE FIRSATLAR: AVANTAJLI FİYATLAR, KAÇIRILMAYACAK FIRSATLAR
5.000₺ VE ÜZERİ ALIŞVERİŞLERİNİZDE EDREMİT YEŞİL & GEMLİK SİYAH ZEYTİN HEDİYE!
Osmanlı Mutfağının Zarif ve Sade Yıldızı: Fava
Osmanlı saray mutfağı, zengin çeşitliliği ve ustalıkla harmanlanmış tatlarıyla
bilinir. Bu mutfağın belki de en mütevazı ama unutulmaz tatlarından biri olan
fava, "sessiz meze" olarak anılmıştır. Görünüşüyle dikkat çekmese de, doğru
yapıldığında damağınızda kalıcı bir lezzet bırakır. Kuru baklanın, zeytinyağı
ve az miktarda şekerle pişirilmesi hem bolluğun hem de bereketin simgesi
olarak kabul edilirdi.

Fava’nın Tarihsel ve Kültürel Yolculuğu
Ramazan iftarlarından, sadrazam sofralarına kadar pek çok önemli masada
kendine yer bulmuştur. Fava, Osmanlı hanedanının vazgeçilmezlerinden
olmuş. İstanbul’daki konaklarda soğuk olarak sunulan bu meze, üzerine
“sadeliğin soyluluğu” notu düşülerek zarif sofraların baş tacı olmuştur. Bu
yönüyle fava, sadece bir yemek değil; zeytinyağının sakin ama güçlü
dokunuşunu temsil eden bir kültür mirasıdır.
Evde Fava Yapımı: Basit ve Lezzetli Tarif
Malzemeler:
• 2 su bardağı kuru bakla
• 1 kuru soğan
• 1 çay bardağı zeytinyağı
• 1 tatlı kaşığı toz şeker
• 1 tatlı kaşığı limon suyu
• Tuz
• Üzeri için dereotu ve ekstra zeytinyağı
Yapılışı:
1. Baklaları bir gece önceden suda bekletelim.
2. Doğranmış soğan ve diğer malzemeleri tencereye koyup, üzerini 3 parmak
geçecek kadar su ekleyelim.
3. Kısık ateşte baklalar yumuşayana kadar pişirelim.
4. Pişen karışımı blenderdan geçirip pürüzsüz hale getirelim ve borcama dökerek
soğumaya bırakalım.
5. Soğuyan fava dilimlenip, üzerine zeytinyağı gezdirilerek dereotu ile
süsleyelim.
Benzer geleneksel tarifler için blog sayfamızda gezinmeye devam
edebilirsiniz!
Zeytin ağacının o gümüşi yeşil yapraklarının rüzgarda nasıl dans ettiğini hiç izlediniz mi? Anadolu topraklarında "Ölmez Ağaç" olarak bilinen zeytin, asırlara meydan okuyan gücünü sadece gövdesinden veya meyvesinden değil, aslında o narin yapraklarından alır.
Sabahın o en sessiz anını hayal edin... Mutfak penceresinden süzülen ilk güneş ışıkları tezgaha vururken, eliniz koyu renkli, zarif bir şişeye uzanıyor. Kapağı çevirdiğinizde odaya yayılan o taze çağla ve yeni biçilmiş çimen kokusu, adeta doğanın size bir "günaydın" hediyesi.
O minicik kaşığın, bebeğinizin dudaklarına değdiği ilk anı düşünün... Yüzündeki o şaşkın ifade, yeni tatları keşfetme heyecanı ve tabii ki sizin içinizde beliren o tatlı telaş: "Acaba sevecek mi?", "Midesine dokunur mu?", "Bu ürün onun için yeterince doğal mı?"